Bir Toplum Nasıl Özgür Olur? Rousseau’nun Yanıtı (Podcast)
Rousseau sayesinde özgürlüğün, sadece bireysel değil, ortak iradeyle mümkün olduğunu fark ettim. Toplumun bir parçası olurken, aslında kendi koyduğum yasalara uyarak özgürleşiyorum.
Rousseau sayesinde özgürlüğün, sadece bireysel değil, ortak iradeyle mümkün olduğunu fark ettim. Toplumun bir parçası olurken, aslında kendi koyduğum yasalara uyarak özgürleşiyorum.
Annelik, tarih boyunca değişse de kadının en derin ve kalıcı kimliği olarak varlığını sürdürdü. Freud ve Jung’un teorileri, annenin birey psikolojisindeki etkisini farklı yönlerden ama derin biçimde ortaya koyuyor.
Kendimi tanımam ve yargılamadan yüzleşmem gerektiğini anladım; Kohut’un teorisi de sevgi ve empatiyle büyümenin önemini gösteriyor.
17. yüzyıl filozofu Spinoza'nın siyaset felsefesi, özgürlük, devlet ve din ilişkisi üzerine radikal fikirler sunar. Spinoza, devleti bireysel özgürlüğün en yüksek gerçekleşme biçimi olarak görürken, din ve devlet işlerinin ayrılmasını savunur.
Hegel'in siyaset felsefesi, özgürlüğü toplumsal ve tarihsel bir bağlamda ele alarak birey, toplum ve devlet arasındaki karmaşık ilişkiyi inceler. Hegel, devletin bireysel özgürlüğün en yüksek gerçekleşme biçimi olduğunu savunurken, tarihi de aklın ve özgürlüğün diyalektik bir ilerleyişi olarak görür.
Jung, ezoterik öğretilerden ilham alarak bilinçdışını ve ruhsal gelişimi inceledi. "Kırmızı Kitap"ta bu keşifleri sembollerle kaydetti.
Jung'un gölge arketipi, edebiyat ve psikolojideki yansımalarıyla insan doğasının derinliklerine inerek bilinçdışının karmaşık dünyasını aydınlatıyor.